Le bar du Crépuscule - Belsunce Projects (konuk Martha Kirszenbaum)

KRİSTAL, güneşin azaldığı, solduğu ve öldüğü yön olan Batı fikriyle yakından bağlantılı bir semboldür. Bir döngünün sonunu ve dolayısıyla bir yenilenmenin hazırlığını ifade eder. Kozmik, sosyal ya da ahlaki bir devrimi başlatan büyük mitolojik başarılar Batı'ya doğru yapılan bir yolculuk sırasında gerçekleştirilir: Perseus'un Gorgon'u öldürmeye çalışması, Herakles'in Hesperides Bahçesi'ndeki canavarın üstesinden gelmesi, Apollon'un Hiperborlulara uçması vs. Alacakaranlık bir uzay-zaman imgesidir: askıya alınmış bir an. Uzay ve zaman hem öteki dünyada hem de öteki gecede alabora olmak üzeredir. Ancak birinin ölümü diğerinin habercisidir: yeni bir mekân ve yeni bir zaman eskisinin yerini alacaktır. Batı'ya doğru yürüyüş geleceğe doğru yürüyüştür, ama karanlık dönüşümler yoluyla. Gecenin ötesinde yeni şafaklar umuyoruz. Alacakaranlık aynı zamanda düşüşün ve geçmişin nostaljik güzelliğini de simgeler. Melankoli ve nostaljinin imgesi ve saatidir. Alacakaranlık barı: bir proje, bir atmosfer, bir buluşma, değiş tokuşa, dostluğa ve karşılamaya dayalı bir proje.

Instagram : @belsunceprojects

Hugo Mir-Valette

Marsilya gölge çalışmaları

Marsilya Gölge Çalışmaları, besteci ve tasarımcı Hugo Mir tarafından yazılan ve seslendirilen metinlerden oluşan bir koleksiyondur. Bu metinler bizi Marsilya ile samimi, sinematik anları paylaşmaya davet ediyor. Hugo Mir, müziğini sokak kültürüne duyduğu derin sevgiyle harmanlayarak, iç gözlem ve yerellik arasında gezinen manzaraları tasvir etmek için anın içinde yazıyor.

Hugo Mir-Valette'in müzikal ve sanatsal pratiği sosyal etkileşim ve açık veri bilgisine dayanıyor. Tasarımcı olarak işe başladıktan sonra, yirmili yaşlarında uyku bozuklukları ile birlikte dejeneratif bir hastalıktan etkilendi. Tıbbi bakımın yokluğunda, müziğin ve doğal titreşimlerin sağlığını yönlendirebileceğini ve eleştirel bir şekilde iyileştirebileceğini keşfetti. Şimdi yeteneklerini ve bilgisini Güney'in ve diğer Akdeniz kültürlerinin sesleriyle birlikte şarkı söylemek için kullanıyor, yansıtıcı bir orkestra şefi olarak Akdeniz ekosistemlerinin benzersiz yerel temsillerini yaratmak için medya geliştiriyor. Josèfa Ntjam ve Aquatic Invasion ekibiyle birlikte yaptığı çalışmalar, türsüz, isimsiz, sürekli gelişen ses dalgaları olarak müziğin gelecekteki olasılıklarını, internet sonrası, sömürgecilik sonrası kültürün sıvı verilerini araştırıyor.